Kayıtlar

Temmuz, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tel örgünün ardından

Resim
Bazen olabiliyor, yazmak istesem de masa başına oturamadığım bir dönemden geçiyorum. Günlük hayatım uzaktan görüldüğü gibi sükûnet içinde akmıyor sonuçta. Özellikle sosyal medyayı kurcalayıp hakkımda fikir sahibi olanlar için köyde ama güzel bir evde yaşayan, hiçbir maddi sıkıntısı olmayan, bütün gün bisiklete binip akşam güneşini illaki iki duble rakıda söndüren biri göründüğümü biliyorum. Keşke öyle olsa! Her yazıda, her çizimde, paylaştığım her fotoğrafta "Hayallerini yaşadığımı" söyleyen insan sayısı artıyor ve bu hayali yaşamak isteyenler önü alınamaz bir dalgaya dönüşüyor. Ne yalan söyleyeyim, Bodrum'a gelerek buraya en büyük kötülüğü etmişim gibi hissediyorum. Yakaköy'ün kimyasını bozanların da elebaşıyım. Hiç tanımadığım insanların, evden çektiğim birkaç fotoğrafa bakıp "Yakaköy'de otel, pansiyon, mümkünse deniz kıyısında ve ucuz olursa düşeş olur" diye mesaj atanlardan, "Bize ev bul! Sezonluk tutalım!" emrivakilerinden anlaşılabiliyo

Evlilik nasıl gidiyor, yaradı mı?

Resim
Hülya ile hayatı paylaşmaya başlayalı 7 yılı geçti. 2 ay evvel de tantana yapmadan, gürültü çıkarmadan evlendik. Bir hafta geçmeden sorular başladı, “Evlilik nasıl gidiyor?!” diye... Refleks bir soru bu. Gerçekten iyi ya da kötü diyeceğimizin merak edildiğini sanmıyorum. Evlenmeden evvelki "Emin misin?" "Bak kendini yakma!", "Bu kararı alırken sarhoş muydun?" gibi şakalı soruları ise zevzekçe buluyorum. "Aşktan daha güzel bir sarhoşluk olur mu?" Tebrik et geç... Zira zamanın ölçü alındığı sorular beni daha çok ilgilendiriyor. Yoksa "Yüzük nerede, çapkın?” “Damatlık niye giymedin ne kıymeti kaldı şimdi?” “Eee gelinlik hani?” “Balayına çıkmıyor musunuz?” gibi cevap veremeyeceğim epey şey soruldu. Bu satırları yazarken gevrek gevrek güldüm. Çünkü çevremiz zaten ezbere bildiği bir hikayeyi, tekrar tekrar görmek ve dinlemek istiyor. İster şatafatlı olsun ister mütevazi... Şöyle söyleyeyim nikahın ertesi günü Levent’teki ofiste mesaimin başındayd