2012'de neler oldu?

Zeynep, çalıştığı Güllü Konakları'na ne zamandır bizi davet ediyordu. Bu davete cevap verme şansı, ne mutlu ki geçen yılbaşına denk geldi. Şirince'nin bu çok özel konağı, Hülya ile geçirdiğimiz ilk yılbaşımızda bizi mükemmel ağırladı. 2012'ye şömine başında ve çok romantik bir ortamda girdik. On’dan geriye saymadan, odun çıtırtısı dinleyerek…

Güllü Konakları Şirince / Fotograf Güllü Konakları internet sitesinden alınmıştır.

Güllü Konakları Şirince / Fotograf Güllü Konakları internet sitesinden alınmıştır.


Güllü Konakları Şirince / Fotograf Güllü Konakları internet sitesinden alınmıştır.

Şirince tepeleri
Yaklaşık bir sene sonra, Şirince, Maya Takvimi’nin sona ermesini, benzer şekilde yorumlayan binlerce insanı ağırlayacak. Gidecekler arasında tanıdıklarım da var. Bölgenin kıyamete karşı efsunu nereden geliyor bilmiyorum ama, çoğu insanın, olası kalabalık yüzünden, Selçuk'tan öteye gidebileceklerini düşünmüyorum. Şirince esnafı için belli ki eğlenceli ve kazançlı bir Aralık ayı olacak.

Aslında, başı ve sonu Şirince olan bu yılın, kısa bir muhasebesini yapmak istiyorum. 2012 neler getirdi? 2013'e hangi şartlarda girilecek? Bunun için önce çizgi günlüğüme de şöyle bir göz gezdirdim: cokabook.blogspot.com/2012

Salon İKSV, Fanfarlo konser duyurusuna illüstrasyon çalışıp, Kutluğ Ataman'ın ‘’Sılsel’’ projesinin poster görselini hazırlamak farklı ve yeni deneyimlerdi. Genelde keyfe keder çizdiğimden, illüstrasyonlarımın, basılı malzeme üzerinde görücüye çıktığı ilk çalışmalar olarak adlandırılabilir.

Fanfarlo için hazırladığım illüstrasyon...
İlki, dekorasyonu sırasında duvarlarını resimlediğim OPS Cafe’de; diğeri, Bebek Füme'de gerçekleştirdiğim iki sergi için Esin-Yasin Kalender ve Sertan Özbudun'a teşekkür etmeliyim. Her birinden çok şey öğrendim. Hayatımın bu ilk iki sergisi sayesinde daha çok insana ulaştım. Bir çoğuyla da tanıştım. Yeni kapılar ve ufuklar açtılar, açmaya da devam ediyorlar…

Duvar ve kapıları resimlerken çok eğlenmiştik.


OPS Cafe Karaköy'de Nisan ayındaki sergimden


Maddi olarak ise kendimi güvensiz hissettiğim bir sene oldu. Yaşantımı çok etkilemese de sene başında, hayal ettiğim şeye nasıl ulaşacağıma dair ciddi soru işaretleri doğurdu. Eldeki küçük birikimim, beni sadece herhangi bir krize karşı 1-2 ay idare edecek kadardı. Tam bu sırada annemin Antalya'daki evini kapatıp, Bodrum'a yerleşmesi bana verilmiş en anlamlı manevi destek oldu. Bundan sonra artık bir ayağım Bodrum'da olacaktı. İsteklerle ihtiyaçlar arasındaki tercih, tasarruf yapmayı direkt etkilediğinden, harcamalarımda biraz daha dikkatli davrandım.

Babamın çeşitli mevzuatlar yüzünden bir türlü dükkana dahil edemeyip kiraya verdiği "yarı bodrum" dairenin boşalması ve geçen ay bana teklif etmesi ise beklenmedik bir gelişmeydi. Orada oturacak olmak, şimdiden ihtiyacım olan kaynağı yaratmama büyük katkı sağlayıp, hedeflediğim zamanlamayı öne çekmeye de yardım edecek gibi. Hatta, her şey rast giderse Selimiye'deki evi yaptırmak üzere de önemli adımlar atabilirim, kim bilir.

Görünen o ki, 2012 ruhuma iyi gelen şeyler yaparak geçirdiğim bir sene olmuş. Sık sık Bodrum’a gitmiş; bir çok konser izleyip, sergi gezmişim. Çizmeye devam ederken araya bu bloğu bile sıkıştırmışım. Başına bir türlü oturamadığım kitap için de yeni yılı bir şans olarak görüyorum ve yeni yıldan sevgi, saygı, sabır ve sağlık diliyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu da geçer Ya Hu

Ege kralı…

Bodrum’da 1 yılın ardından